Atmosferde oluşan toz, duman, gaz ve su buharı şeklindeki kirleticilerin insan sağlığı üzerindeki etkilerini anlatan Anadolu Sağlık Merkezi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Hişam Alahdab hava kirliliğinin solunum yolu başta olmak üzere kalbi, cildi, gözleri ve sinir sistemini olumsuz etkilediğini vurgulayarak “Hava kirliliğinin yarattığı insan sağlığı üzerinde yarattığı etkiler kısa ve uzun vadeli olarak ikiye ayrılıyor. Kısa vadeli etkiler alerjik reaksiyon şeklinde ortaya çıkıyor ve geri dönüşümü olabiliyor.
Hava kirliliğinin etkisi
Örneğin; havanın çok kirli olduğu günlerde gözlerin kaşınması, kızarması, insanların hapşırması, öksürmesi gibi reaksiyonlar bu kapsama giriyor. Ve bu etkinlilerin kalıcı hasar bırakma riski çok düşük oluyor. Uzun vadeli etkiler ise maruz kalınan havanın içindeki kirlilik yoğunluğuna ve süreye bağlı olarak ortaya çıkıyor. Hava kirliliğinin yoğun ve sürekli olduğu bölgelerde yaşayan insanlarda öksürükten bronşite, kalp hastalıklarından kansere kadar çeşitli kronik hastalıkların ortaya çıkma riski de artıyor” dedi.
EKOSİSTEM BOZULUYOR
Kirli havanın içeriğinde parçacıklar ve çeşitli gazlar bulunduğunu ve bu tanıma kimyasal olarak sülfat, nitrat, amonyak, sodyumklorür ve mineral tozların su ile birleşip partikül haline gelmesi sonucu oluşan katı maddelerin de dahil olduğunu belirten Dr. Alahdab “Akciğerlerin içindeki hava keseciklerine kadar girebildikleri için, küçük parçacıklar en tehlikeli grubu oluşturuyor. Solunan kirli havanın içinde bulunan çeşitli gazlar da insan sağlığına zarar veriyor” dedi.
Bu maddelerden birinin de karbonmonoksit olduğunu söyleyen Dr. Alahdab, “Karbonmonoksit ise kanın oksijen taşıma kapasitesini azaltarak kan damarlarının çeperlerinde, beyin ve kalp gibi duyarlı dokularda işlev bozukluklarına yol açıyor. En yaygın hava kirletici gazlardan kükürtdioksit (SO2) ise bronşit ve amfizem gibi akciğer hastalıklarının ortaya çıkmasını kolaylaştırıyor. Taşıtların egzozlarından ve sabit yakma tesislerinden çıkan gazların güneş ışığıyla birleşmesi sonucu ortaya çıkan nitrik asit (HNO3) solunum yolu enfeksiyonlarına yatkınlığı artırıyor, akciğerde kalıcı değişikliklere yol açabiliyor” diye konuştu.
‘Biz Avrupalı’dan 2 kat daha mı dirençliyiz?’